*:* KUR'AN-I KERİM *:*
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
Medine'de
inmiştir. 2 - 7. âyetlerinde yahudi kabilelerinden Nadîroğullarının
sürülmeleri hakkında bilgi verdiği için bu adı almıştır. 24 (yirmidört)
âyettir.
Rahmân
ve Rahîm (olan) Allah'ın adıyla.
Rahmân
ve Rahîm (olan) Allah'ın adıyla.
1.
Göklerde ve yerde olanların hepsi Allah'ı tesbih etmektedir. O, üstündür,
hikmet sahibidir.
2.
Ehl-i kitaptan inkâr edenleri, ilk sürgünde yurtlarından çıkaran O'dur. Siz
onların çıkacaklarını sanmamıştınız. Onlar da kalelerinin, kendilerini
Allah'tan koruyacağını sanmışlardı. Ama Allah (O'nun azabı), onlara
beklemedikleri yerden geliverdi. O, yüreklerine korku düşürdü; öyle ki
evlerini hem kendi elleriyle, hem de müminlerin elleriyle harap ediyorlardı.
Ey akıl sahipleri! İbret alın.
3. Eğer
Allah onlara sürgünü yazmamış olsaydı, elbette onları dünyada (başka şekilde)
cezalandıracaktı. Ahirette de onlar için cehennem azabı vardır.
4. Bu,
onların Allah'a ve Peygamberine karşı gelmelerinden dolayıdır. Kim Allah'a
karşı gelirse bilsin ki Allah'ın cezalandırması çetindir.
5. Hurma
ağaçlarından, herhangi birini kesmeniz veya olduğu gibi bırakmanız hep
Allah'ın izniyledir ve O'nun yoldan çıkanları rezil etmesi içindir.
6.
Allah'ın, onlardan (mallarından) Peygamberine verdiği ganimetler için siz at
ve deve koşturmuş değilsiniz. Fakat Allah, peygamberlerini dilediği kimselere
karşı üstün kılar. Allah her şeye kadirdir.
7.
Allah'ın, (fethedilen) ülkeler halkından Peygamberine verdiği ganimetler,
Allah, Peygamber, yakınları, yetimler, yoksullar ve yolda kalmışlar içindir.
Böylece o mallar, içinizden yalnız zenginler arasında dolaşan bir devlet
olmaz. Peygamber size ne verdiyse onu alın, size ne yasakladıysa ondan da
sakının. Allah'tan korkun. Çünkü Allah'ın azabı çetindir.
8.
(Allah'ın verdiği bu ganimet malları,) yurtlarından ve mallarından
uzaklaştırılmış olan, Allah'tan bir lütuf ve rıza dileyen, Allah'ın dinine ve
Peygamberine yardım eden fakir muhacirlerindir. İşte doğru olanlar bunlardır.
9.
Daha önceden Medine'yi yurt edinmiş ve gönüllerine imanı yerleştirmiş olan
kimseler, kendilerine göç edip gelenleri severler ve onlara verilenlerden
dolayı içlerinde bir rahatsızlık hissetmezler. Kendileri zaruret içinde
bulunsalar bile onları kendilerine tercih ederler. Kim nefsinin cimriliğinden
korunursa, işte onlar kurtuluşa erenlerdir.
10.
Bunların arkasından gelenler şöyle derler: Rabbimiz! Bizi ve bizden önce
gelip geçmiş imanlı kardeşlerimizi bağışla; kalplerimizde, iman edenlere
karşı hiçbir kin bırakma! Rabbimiz! Şüphesiz ki sen çok şefkatli, çok
merhametlisin!
11.
Münafıkların, kitap ehlinden inkâr eden dostlarına: Eğer siz yurdunuzdan
çıkarılırsanız, mutlaka biz de sizinle beraber çıkarız; sizin aleyhinizde
kimseye asla uymayız. Eğer savaşa tutuşursanız, mutlaka yardım ederiz,
dediklerini görmedin mi? Allah, onların yalancı olduklarına şahitlik eder.
12.
Andolsun, eğer onlar çıkarılsalar, onlarla beraber çıkmazlar; savaşa tutuşmuş
olsalar, onlara yardım etmezler; yardım etseler bile arkalarını dönüp
kaçarlar, sonra kendilerine de yardım edilmez.
13.
Onların içlerinde size karşı duydukları korku, Allah'a olan korkularından
daha şiddetlidir. Böyledir, çünkü onlar anlamayan bir topluluktur.
14.
Onlar müstahkem şehirlerde veya siperler arkasında bulunmaksızın sizinle
toplu halde savaşamazlar. Kendi aralarındaki savaşları ise çetindir. Sen
onları derli toplu sanırsın, halbuki kalpleri darmadağınıktır. Böyledir,
çünkü onlar aklını kullanmayan bir topluluktur.
15.
(Onların durumu) kendilerinden az önce geçmiş ve yaptıklarının cezasını
tatmış olanların durumu gibidir. Onlara acıklı bir azap vardır.
16. Münafıkların durumu tıpkı şeytanın durumu
gibidir. Çünkü şeytan insana "İnkâr et" der. İnsan inkâr edince de:
Ben senden uzağım, çünkü ben âlemlerin Rabbi olan Allah'tan korkarım,
der.
17. Nihayet
ikisinin de sonu, içinde ebedî kalacakları ateş
olacaktır.
İşte bu, zalimlerin cezasıdır.
18. Ey iman edenler! Allah'tan korkun ve herkes,
yarına ne hazırladığına baksın. Allah'tan korkun, çünkü Allah,
yaptıklarınızdan haberdardır.
19. Allah'ı
unutan ve bu yüzden Allah'ın da onlara kendilerini unutturduğu kimseler gibi
olmayın. Onlar yoldan çıkan kimselerdir.
20. Cehennem ehliyle cennet ehli bir olmaz.
Cennet ehli, isteklerine erişenlerdir.
21. Eğer
biz bu Kur'an'ı bir dağa indirseydik, muhakkak ki onu, Allah korkusundan baş
eğerek, parça parça olmuş görürdün. Bu misalleri insanlara düşünsünler diye
veriyoruz.
22. O, öyle Allah'tır ki, O'ndan başka tanrı
yoktur. Görülmeyeni ve görüleni bilendir. O, esirgeyendir, bağışlayandır.
23. O,
öyle Allah'tır ki, kendisinden başka hiçbir tanrı yoktur. O, mülkün
sahibidir, eksiklikten münezzehtir, selâmet verendir, emniyete kavuşturandır,
gözetip koruyandır, üstündür, istediğini zorla yaptıran, büyüklükte eşi
olmayandır. Allah, müşriklerin ortak koştukları şeylerden münezzehtir.
24. O,
yaratan, var eden, şekil veren Allah'tır. En güzel isimler O'nundur. Göklerde
ve yerde olanlar O'nun şânını yüceltmektedirler. O, galiptir, hikmet
sahibidir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder