29 Aralık 2011 Perşembe

RASUL-İ EKREM S.A.V EFENDİMİZİN MÜBAREK DUALARI



Enes -radiyallahu anh- buyurur ki:

Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şu duâyı çok yapardı:

“Ey kalpleri çeviren Allah’ım! Kalbimi dinin üzerine sabit kıl!”
Ben bir gün kendisine:

“Yâ Resulellah! Biz sana ve senin getirdiklerine inandık. Sen bizim hakkımızda korkuyor musun?” dedim.

Bana şöyle cevap verdi:

“Evet! Kalpler, Rahman’ın iki parmağı arasındadır. Onları istediği tarafa çevirir.”(Tirmizî: 2141)

Abdullah bin Amr bin el-Âs -radiyallahu anhümâ- dan rivayet edildiğine göre Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz şöyle duâ ederlerdi:

“Ey kalpleri çeviren Allah’ım! Kalplerimizi senin taatına çevir.” (Buhârî)

Abdullah bin Abbas -radiyallahu anhümâ-dan rivayete göre Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle duâ ederdi:

“Ey Rabb’im! Bana yardım et, aleyhime yardım etme! Beni muzaffer kıl, aleyhime zafer verme! Lehime tertip kur, aleyhime kurma! Bana hidayet et ve hidayeti bana kolaylaştır! Üzerime saldırana karşı bana yardım et!

Ey Rabb’im! Beni sana çok şükreden, seni çok zikreden, senden çok korkan, sana pek çok itaat eden, senin için eğilen ve sana yönelerek yakarışta bulunanlardan eyle!

Ey Rabb’im! Tevbemi kabul eyle, günahlarımı yıkayıver, duâmı kabul buyur, delilimi sabit kıl, dilimi doğru kıl, kalbime hidayet et, göğsümün kin ve hasedini çıkar.”(Tirmizî: 3551)



Hazret-i Ali -radiyallahu anh-den rivayete göre Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz namaz için kalktığında şu duâyı okurdu:

“Ey Allah’ım! Melik ancak sensin. Senden başka hiç bir ilâh yoktur. Sen benim Rabbimsin, ben de senin kulunum. Ben nefsime zulmettim, günahlarımı da itiraf eyledim, benim bütün günahlarımı bağışla. Çünkü günahları senden başka affedecek yoktur. Beni ahlâkın en güzeline hidayet buyur, ahlâkın en güzeline senden başka hidayet edecek yoktur. Kötü ahlâkı benden def eyle, onu senden başka benden def edecek yoktur. Senin emrine tekrar tekrar icabet eder, dinine tekrar tekrar tâbi olurum. Bütün hayırlar senin kudret elindedir. Kötülük sana âit değildir. Varlığım seninledir, sonu da sana müntehîdir. Mubâreksin, yücesin, senden mağfiret diler, sana tevbe ederim.” (Müslim: 771)

Abdullah bin Abbas -radiyallahu anhüma- Resulullah -sallahu aleyhi ve sellem-Efendimiz'in üzüntülü, sıkıntılı ve felaketli zamanda şu şekilde dua buyurduğu söylenmiştir:

(Lâ ilâhe illâllahül-azîmül-halîm. Lâ ilâhe illâllahu Rabbül-arşil-azîm. Lâ ilâhe illâllahu Rabbüs-semâvâti ve Rabbül-ardi ve Rabbül-arşil-kerîm)

“Azamet ve vakar sahibi Allah’tan başka, ibadete lâyık hiçbir ilâh yoktur. Arş-ı Âzam sahibi Allah’tan başka ibadete lâyık hiçbir ilâh yoktur. Göklerin ve yerin sahibi ve Arş-ı kerim’in mâliki Allah’tan başka ibadete lâyık hiçbir ilâh yoktur.”(Buhârî. Tecrîd-i sarîh:2150)

Taberi der ki:

"Selef-i salihin bununla dua eder ve buna Sıkıntı duası adını verirlerdi."

Ebu Bekr-i Razi'den de bu hususta şöyle bir kıssa rivayet olunmuştur:

"İsfahan'da Ebu Nuaym'ın yanında bulunuyor ve onlara Hadis yazıyordum. O beldede Ebu Bekr bin Ali isminde bir zat vardı, fetva hususunda ona müracaat olunurdu. Bu zat sultana jurnal edildş, o da onu hapsettirdi. 
Ben o günlerde rüyamda Resulullah -sallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz'i gördüm. Sağ yanında Cebrail Aleyhisselam bulunuyordu ve durmadan tesbihle dudaklarını kıpırdatıyordu. 
Resulullah Aleyhisselam bana:
"Ebu Bekr bin Ali'ye söyle, Buhari'nin Sahih'indeki sıkıntı duasını okusun, Allah onun sıkıntısını giderir." buyurdu.
Sabah olunca durumu kendisine haber verdim. O da bu duayı okumaya başladı, çok geçmedi hapisten çıkarıldı."

Hasan Basri -rahmetullahi aleyh- Hazretleri de şöyle söylemiştir:

"Haccac-ı Zalim adam göndererek beni yanına çağırtmıştı. Ben de maksadını anlayınca bu duayı okuyarak gittim. Yanına vardığımda bana dedi ki:
'Vallahi seni öldürmek için istemiştim. Şimdi ise inan ki, sen bana şundan şundan daha sevgilisin.'

Şunu da ilave etti:

'Dile benden ne dilersen!'

Hakikat sitesinden alıntıdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder